Hayri Kozanoğlu, ekonomi uzmanı Mehmet Şimşek’e enflasyon konusunda önemli bir mesaj gönderdi. Kozanoğlu’nun bu konudaki görüşleri, ekonomi dünyasında dikkat çekti.
Ünlü ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve enflasyon sorunları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, gazeteci Ökkeş Taşkın’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kozanoğlu, mevcut durumu değerlendirirken, “Büyük umut bağlanan Mehmet Şimşek ve politikalarının sonuç vermeyeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Kozanoğlu, ekonomik istikrarın sağlanması için yeni yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu vurgularken, mevcut politikaların sorunları çözmekte yetersiz olduğunu belirtti. Bu açıklamalar, Türkiye’deki ekonomik sorunların çözümüne ilişkin tartışmaları daha da alevlendireceğe benziyor.
Tüm ekonomik göstergeler, “Yeni Ekonomi Modeli” olarak sunulan uygulamaların sermaye kesimine yönelik olduğunu ve emek kesimini olumsuz etkilediğini, gelir ve servet dağılımındaki adaletsizlikleri daha da derinleştirdiğini gösteriyor. dedi.
Türkiye’de yaşanan enflasyon sorununa dikkat çeken Kozanoğlu, “Enflasyon yüzde 60’ların üzerinde seyrettiği dönemde, gıda enflasyonu yüzde 90’lara ulaşmıştı. Dar gelirli vatandaşlar, gelirlerinin yaklaşık yüzde 70’lik kısımlarını gıda, ulaşım ve kira gibi temel ihtiyaçlara harcıyorlar” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Kozanoğlu’nun bu tespiti, enflasyonun özellikle düşük gelirli aileleri daha fazla etkilediği ve temel yaşam maliyetlerinin artmasının ekonomik zorlukları nasıl derinleştirdiğini gösteriyor. Bu nedenle enflasyonla mücadele, halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla harcamasını zorlaştırıyor ve bu da toplumsal adaletsizlikleri artırıyor.
YOKSULLUĞUN YAYGIN OLDUĞU GÖRÜLÜYOR
Kozanoğlu, “Kira artışları yüzde 25 ile sınırlandırılmışken, TÜİK tarafından açıklanan kira artışı yüzde 85’e ulaşıyor. Bu durum, insanların giyim, kültürel etkinlikler, eğitim ve sağlık gibi alanlara neredeyse hiç para ayıramamalarına yol açıyor. Daha da kötüsü, Türkiye’de insanlar kalitesiz bir şekilde besleniyorlar. Ülkede yoksulluğun çok belirgin bir sorun olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
Kozanoğlu ayrıca yüksek kira artışlarının ekonomik sıkıntıları derinleştirdiğini ve temel ihtiyaçları karşılamada güçlük yarattığını vurguladı. Ayrıca, yoksulluğun insanların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilediğine dikkat çekti.
Özellikle 2024 yılında, özel sektör çalışanları arasında asgari ücretin genel bir norm haline gelebileceğini dile getiren Kozanoğlu, “Bu durum, Türkiye’de zaten seçim sonrası hayal kırıklığı yaşayan ve başka ülkelere gitmeyi düşünen gençler için bir neden olabilir. Ayrıca, bu, tüm çalışanlar arasında büyük bir memnuniyetsizlik yaratıyor” şeklinde konuştu.
Kozanoğlu, asgari ücretin yetersizliğinin ve çalışanların yaşadığı ekonomik sıkıntıların gençlerin ülkeden ayrılma isteğini artırabileceğini ve toplum genelinde mutsuzluğa yol açabileceğini vurguladı.
EKONOMİ POLİTİKALARININ SİYASETE ETKİSİ
Kozanoğlu, “Bugün uyguladığı kemer sıkma politikalarını alkışlanan Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan’ın liderliğindeki ekibin bu göreve gelmeden önceki politikaların sonuçlarına dayandığını belirtti. Çünkü seçime giderken, insanların ekonomik sıkıntılarına yönelik bir politika uygulandı. Bu politikanın üç ana ayağı vardı. Birincisi, döviz kurlarını istikrarlı bir şekilde tutmak.
İkincisi, Türkiye’nin dışa açık bir ekonomi olması nedeniyle döviz kuru artışının enflasyona yansıdığı gerçeği. Üçüncüsü ise Mehmet Şimşek göreve geldikten sonra ÖTV ve KDV gibi vergilerde artışların yaşanması, belli ürünlerde yüzde 20’ye çıkartılması. Bu politikalar, hem enflasyonu düşük göstermek hem de insanların memnuniyetsizliğini azaltmak amacıyla ertelendi. Bu politikalar uygulanmasaydı, istenen seçim sonuçlarını elde etmek daha zor olurdu” şeklinde konuştu.
‘DÖVİZ SATILDIĞINA KATILMIYORUM’
Kozanoğlu, Merkez Bankası’nın dolar kurunu yatay tutmak için arka kapıdan döviz satışı yapmadığını ifade etti. Ancak, bazen günlük müdahalelerin olduğunu belirten Kozanoğlu, “Ayrıca, IMF’nin Türkiye’ye yönelik değerlendirmesinde rezerv satışının genel olarak durduğu bilgisine dikkat çekiyor ve bu bilgiyi rakamlarla destekliyor.” dedi.
Kozanoğlu, rezervlerde seçimlerden önceki dönemde büyük bir azalma olmadığını, ancak yabancı sermayeye güveni artıracak büyük bir artışın da olmadığını söyledi. Bu nedenle döviz satışının yapıldığını düşünmediğini ifade eden Kozanoğlu, zaman zaman günlük müdahalelerin olabileceğine dikkat çekti.
Hayri Kozanoğlu şöyle devam etti;
“Ayrıca, Türkiye’deki ihracatçıların döviz kuru artışını tercih ettiğini ve bu nedenle Merkez Bankası’nın döviz kuru müdahalelerine karşı olduklarını söyleyebiliriz. Özellikle Mehmet Şimşek ekibinin önceliklerinden birinin iş dünyasına kredilerin verilmesi olduğunu ve kendilerine yakın iş çevrelerine daha fazla ve uygun koşullarda kredi sağlandığı çok açık.
“ŞİMŞEK’İN POLİTİKALARI SONUÇ VERMEYECEK”
Kozanoğlu, “Muhtemelen faizler yeniden artacak, iş çevrelerinden şikayetleri yine duyacağız. Yani özetle ekonomiyi çok ciddi bir durgunluğa sürüklemeden enflasyonun önünü kesecek bir formül yok. Büyük umut bağlanan Mehmet Şimşek ve politikalarının sonuç vermeyeceğini düşünüyorum” diye konuştu.