Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Putin 2 gün sürecek ziyaretinin ilk gününde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile başkent Pekin’de bir araya geldi.
Şi, görüşmede, bu yıl Çin ve Rusya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75. yılı olduğunu hatırlatarak, aradan geçen üç çeyrek yüzyılda iki ülke ilişkilerinin “iniş ve çıkışlara rağmen giderek güç kazandığını” ve “değişen uluslararası ortamın sınamasına dayandığını” belirtti.
Yıllar içinde Rus lider ile 40’tan fazla kez buluştuklarına ve yakın iletişim içinde olduklarına, bunun iki ülke ilişkilerinin sağlam, istikrarlı ve sorunsuz gelişimi için stratejik olarak yol gösterici olduğuna işaret eden Şi, “Bugün Çin ve Rusya arasındaki (iyi) ilişkiler zorlu çabalar sonucu elde edildi. İki taraf bunun değerini bilmeli ve geliştirmeli” dedi.
Şi, Çin-Rusya ilişkilerinin istikrarlı gelişiminin yalnızca iki ülkenin ve halklarının temel çıkarı olmanın yanında bölgenin ve dünyanın barış, istikrar ve refahına katkı sağlayacağını vurguladı.
Çin ve Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri ve yükselen piyasa ekonomileri olduğuna işaret eden Şi, “İki ülkenin stratejik eş güdümü derinleştirmesi, karşılıklı faydaya dayalı işbirliğini genişletmesi ve dünyanın çok kutupluluğa yönelik genel tarihi eğilimi izlemesi ortak stratejik tercihimiz” ifadesini kullandı.
Şi, ikili ilişkileri gelecek doğrultusunu belirlemek ve farklı alanlarda işbirliği için yeni planlar hazırlamak üzere Putin ile çalışmaya hazır olduğun dile getirdi.
İki lider, görüşmenin ardından işbirliği anlaşmalarına imza atarken Çin-Rusya diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 75. yılı vesilesiyle “Yeni Dönemde Kapsamlı Stratejik İşbirliği Ortaklığı Derinleştirilmesi” başlıklı ortak açıklama yayımladı.
Rus lider yeniden devlet başkanı seçilmesinden sonra ilk yurt dışı ziyaretini Çin’e yapıyor. Çin Devlet Başkanı Şi de geçen yıl devlet başkanlığında yeni döneme başlamasının ardından ilk yurt dışı ziyareti için Rusya’yı tercih etmişti.
Çin’in ABD ile jeopolitik rekabetin ve Asya-Pasifik’teki cepheleşmelerin arttığı bir dönemde, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Batı karşısında benzer meydan okumalarla karşı karşıya bulunan Rusya ile yakınlaşma siyaseti izlediği gözleniyor.
Pekin ve Moskova, ikili ilişkilerini, “yeni dönemde kapsamlı stratejik koordinasyon ortaklığı” olarak tanımlıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan iki ülke, ABD ve Batılı müttefiklerinin ağırlığına karşı küresel sorunlarda çoğu zaman birbirini destekleyen politika tercihlerini ortaya koyuyor.
İki ülke, kuruluşuna öncülük ettikleri Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve BRICS gibi çok taraflı platformlarda da işbirliğini sürdürüyor.